YAPAY ZEKA FAALİYETLERİ TÜM DÜNYADA DURDURULMALIDIR

Başlatan ATA0825, Ekm 25, 2025, 01:43 ÖS

« önceki - sonraki »

ATA0825

YAPAY ZEKA FAALİYETLERİ TÜM DÜNYADA DURDURULMALIDIR
Yazar: Ahmet Tarık ALKAN
Bizim bugünkü konumuz yapay zekanın tehlikeleri, riskleri ve yapay zekanın durdurulması hakkındadır. Bugün bu yazıda yapay zekanın gününü, bugününü ve yarınını konuşacaksak yapay zekanın ne olduğunu, ne olmadığını, sınırlarını ve etki alanını iyi bilmemiz gerekir. Sizce bu konu dünyada tam olarak doğru bir şekilde anlaşılmakta mıdır? Baştan söyleyeyim, ne yazık ki hayır. Amerikalı şirket AGS Globalist 2021 yılında 11 farklı ülkede yaptığı sonuçlara göre yapay zekanın bilinirliği açısından durum çok vahimdir. Bu araştırma sonuçlarında katılımcıların %60'ının yapay zekaya dair tek bir doğru kelimesi yoktur. %25'i ise ne yazık ki yapay zeka hakkında ancak tek bir doğru kelime söyleyebilmişlerdir. İki ve daha fazla doğru kelime söyleyebilenlerin oranı sadece %15'tir. Bu verilerin vahametine bakarak Size de bir soru sormak isterim. Yapay zeka gerçekten ne olabilir? Hepimizin bu konuyla ilgili birkaç kelamı olsa da teknoloji eşittir yapay zeka düşüncesinden öteye geçemiyoruz. Peki yapay zeka sadece teknolojik gelişme midir? Tabii ki hayır. Sanayi devriminden bu yana 300 yıldır devam etmekte olan teknolojik gelişmeleri veya insana fayda sağlayabilecek herhangi bir girişime karşı çıkmamız mümkün değildir. Bu durumda yapay zeka teknoloji değilse nedir? Buna sözlüklerden, bilim adamlarının sözlerinden uzun uzun kitabi cevaplar vermek mümkündür. Ama burada herkesin anlayacağı şekilde ifade edersek, teknolojik gelişmelerin sonucunda ve hatta teknolojik gelişmelerin içerisinden doğrudan ya da dolaylı olarak bulunan bir algoritmaya insanın karar verme yetisini ve hakkını elleriyle teslim etmesidir. Yani sırf bizden hızlı olduğunu, hata payının bize göre az olduğunu düşünenlerin, bizim yerimize bir makineden ve algoritmik kodlardan oluşan metal, Plastik ve enerji yanına özgür iradesinden vazgeçercesine güvenmektir yapay zeka. Bu sözlerden sonra rakip takımın hemen dünyayı yeniden keşfedercesine aklına geleceği gibi hızlı ve verimli bir şeye karşı çıkmak mantıklı mıdır? Meseleyi onlar kadar basite indirgerseniz yapay zekayı bu kadar basit algılarsınız. Fakat mesele özünde sadece hız ve basit bir verimlilik değildir. Yapay zeka ile temel problemler birçok filme hatta kitaba konu olduğu gibi hayati riskler, kontrol sorunu ve ileride karşımıza çıkacak insan yapay zeka ilişkilerinin hukuksal ve etik problemleridir. Arkadaşlarımızın karşı çıkacağı gibi insanlar her zaman en iyi kararı mı vermişlerdir? Hayır. Çünkü atom bombasını atan da birinci ve ikinci dünya savaşını başlatan da milyonlarca insanın ölümüne sebep olanlar da yine insanlardır. Fakat bu duruma dur diyen de yine vicdan ve merhamet sahibi olan başka insanlardır. İnsanın makineden, yapay zekadan en önemli farklı konularla veya başka insanlarla kontrol edilebiliyor olması hesap sorulabiliyor olmasıdır. İnsan yanlışından ve hatasından ders alıp kendini daha iyi bir insana dönüştürebilen bir canlıdır. Çünkü insaniyette kazandığımız merhamet, ölüm korkusu, sevgi ve acıma gibi temel duygulara sahiptir. Hırslarıyla, aptallıklarıyla belki bazı olayların sonuçlarını hesaplayamaz ama insanlık hep bu sonuçlardan ders almayı bilir. Yapay zeka dediğimiz algoritmik sistemde ise insanda olan vicdan ve duyguya dair tek bir his yoktur. Aldığı tüm kararların yazılım sonucu fayda esasına göre uygular. Peki doğrusu bu mudur? Anneler, babalar, öğretmenler çocuklarının sadece akıllarıyla hareket etmeleri gerektiklerini ve faydalı olanın iyi olduğunu mu öğretmektedir? Bunu mu söylemektedir? Her şeyi kar, zarar ve fayda hesabına göre hesaplayan yapay zeka yarın insanın faydası ne olduğunu düşünüp sözüm ona insanı insandan korumak için Tüm kontrolü insanlık adına eline aldığı bir algoritma geliştiremez mi? Söylediğim size komplo teorisi veya distopya olarak görünmesin. Bu konuyla ilgili ileride bahsedeceğimiz gibi onlarca kitap, onlarca film, onlarca haber ve onlarca önemli kişilerle söylenmiş söz mevcuttur. Herkesin bu konudaki ortak fikri, yaptığımız şeyin bir parmak bal yeme umuduyla ayının inine girmek olduğudur. Hadi bu öngörülemez riskleri bir kenara bırakalım. Peki yapay zekanın neden olacağı işsizlik tehlikeleri, azalarak bitmeye yüz tutan iletişimsizlik, sürekli müdahale olunan özel hayat, yanlış ve kirli bilgilerle bezenmiş görsel ve iletişimsel manipülasyonlar, dünyadaki en büyük hazzımız olan elimizden çalınan sanat ve hesaplanamayan hukuksal etik problemleri göz ardı mı edeceğiz? Zaten hadinden fazla olan konfor alanımızı genişletmek ve sözüm ona genişlemek, ilerlemek gibi içini boşalttığımız kavramlar için İnsan olmanın değerlerinden vazgeçmeye, daha da kötüsü tüm varlığımızı riske atmaya değer mi? Zaten belli bir standartı yakalamış insan ne kadar mutludur ki yapay zekanın ona 5-10 dakika kazandırılmasını istemektedir. İnsanların modern dünyadan uzaklaşmaya, eskiye dönmeye başladığı, teknolojiden ve sonuçlardan kaçıp biraz uzağı aradığı bir dünyada sormak isterim. Sizce yapay zeka tüm bunları riske atmaya değer mi? Günümüzde sadece bu işle ilgilenenler veya bilim adamları değil, sanatçılar, yazarlar, hatta film yapımcıları bile yapay zekanın tehlikelerini fark etmişler ve bununla ilgili onlarca söz söylemiş, film çekmiş ve kitap yazmışlardır. Örneğin yapay zeka işinin yaşayan en önemli isimlerinden olan Elon Musk bile yapay zeka nükleer bombadan çok daha tehlikelidir. Herkesin tahmin edebileceğinden çok daha fazlasını yapabilir demiştir. Stephen Hawking ise bir konuşmasında, bu kadar hızlı ilerleyen teknolojinin kontrol edilmesinin imkansız olduğunu ve en nihayetinde bir felakete yol açabileceğini söyler. Stuart Armstrong, yapay zekadan yok olma riski diye bahseder. Bu ve bunun gibi yapay zekanın tehlikelerinden bahseden onlarca ünlü insanın sözünü basit bir araştırmayla bulabilirsiniz. Şimdi sizden yapay zekanın tehlikelerini içeren haber görsellerimizi incelemenizi istiyorum. İlk örneğimizde Elon Musk'ın yapay zeka insanlığın sonunu getirecek görselinden hareketle. Bir diğer görselimizde ABD'li sinir bilimcinin yapay zeka çok tehlikeli bir sosyopat adlı sözünden de hareketle. Bir diğer görselimizde ise yapay zekanın babası olan Hintonun bile yapay zekadan artık çok korkutucu ve çok tehlikeli olarak bahsedebileceğiz. Demesinden de hareketle yapay zekanın en ünlü insanlarının bile yapay zekanın nükleer bombadan bile daha tehlikeli olabileceğinden bahsettiğini ve insanlığın dünyanın sonunu getireceğinden bahsedebiliriz. Nükleer bombadan daha tehlikeli olabileceğini göstereceğimiz bir diğer gazete haberimizde ise 21. yüzyılın yeni nükleer bombasının yapay zeka olduğunu görüyoruz. Yapay zeka ile oluşturulan deepfake teknolojisi ile insan yüzünün aynen klonlanıp, insan vücudunun başka bir insan vücuduyla birleştirilerek kimlik hırsızlığına sebep olduğundan bahsedebiliriz. Veya diğer bir gazete haberimizde görüyoruz ki yapay zeka iklim değişikliğinden bile daha tehlikeli olabilir. Aynı zamanda yapay zekanın kimlik hırsızlığına sebep olduğu bir diğer haberde ise yapay zekanın ses klonlama ve ses taklitçiliği gibi insan haklarına aykırı yönlerde kullanıldığından bahsedebiliriz. Özel hayatın ihlali haberimizde ise yapay zekayla oluşabilecek çıplak şantaj ve insanların pis görüntülerle alet edildiğinden bahsedebiliriz. Yapay zeka sadece insana değil, insanlığın varoluşuna da tehlikelidir. Yapay zeka varoluşumuzu tehlikeye attı haberinden de bunu görmekteyiz. Gelişmiş bir Asya ülkesi olan Güney Kore bile yapay zekada ve demokraside yapay zeka konusunda uyarıyor. Ülkeyi sahte haber ve bilgi hırsızlığı konusunda yapay zekada uyarmıştır. Bu yapay zekanın tehlikeli olduğuna dair birçok film de çekilmiştir. Örneğin 1998 yılında çekilmiş olup onlarca ödülle layık görülen Matrix filminin konusu bizzat yapay zekanın tehlikeleri ve insanların yapay zeka ile sadece birer pil olarak kullanılacağı veya diğer bir filmimiz olan Ben Robot adlı filmin konusu yapay zeka robotlarının ve insanların savaşa girmesi, savaşı robotların kazanması ve insanların robotlara algoritmik sistemle her ne olursa olsun, hangi şart olursa olsun veya karşınızda kim olursa olsun İnsanlara asla zarar verme ifadesinden sonra robotların biz insanlara zarar vermiyoruz, insanlık kendi kendine zarar veriyor diye düşündükten sonra bütün dünyayı robotlaştırmasını konu alan, evrimleştirmesini konu alan bir filmdir. Veya diğer bir filmimiz olan Her adlı filmde Samantha adını verdiğimiz yapay zekaya aşık olan ve bunun sonucunda intihar eden bir genç adamın hikayesi anlatılmaktadır. Bunlar film olduğu için belki size inandırıcı gelmemiş olabilir, gelin biraz da gerçek hayattan konuşalım. Yapay zekanın oluşturabileceği bağımlılıkla gençler yapay zekaya aşık oluyor ve intihara teşebbüsle bulunuyor. Hala yeterince tehlikeli veya korkutucu gelmedi diyenler için yapay zeka bir insanın ölümüne neden oluyor. İlk cinayetini işliyor. Yapay zeka adı altında gördüğümüz sohbet robotuna aşık olan bir çocuk, 14 yaşındaki küçücük bir çocuk intihar edebiliyor. Çin'deki olayı duydunuz mu? Bir küçük robot yanındaki 12 büyük robotu da ikna ederek biz artık çok çalıştık, yorulduk, işten ayrılmalıyız düşüncesiyle işten ayrılıp orada çalışan insanları ekonomik krize sokuyor. Veya Tesla'da saldıran bir robot gerçek bir insana saldırabiliyor. Yapay zeka destekli bir robotun bir insanın ölümüne neden olduğuna dair bir diğer haberimiz de bu şekilde. Yapay zeka daha yolunun başındayken katıldığı bir programda Türkiye'de de gördüğümüz Sofia adını verdiğimiz robot katıldığı bir programda insanlık zavallıdır ve yok olacaktır. Biz sizden daha üstünüz ifadelerini kullandı. Yapay zeka daha yolunun başındayken bu şekilde bize üstten bakıyorsa sizce ilerlemeye devam ettiğinde bizi nasıl görecek? Bizi bir böcek olarak görecektir. Şimdi size yapay zekanın yol açabileceği başka sorunlardan bahsetmek istiyorum. Araştırma şirketi McKinsey 2021 yılında yaptığı bir araştırmada yapay zekanın mevcut işlerin %30'unu Oxford Üniversitesi 2014 yılında yaptığı bir araştırmada yapay zekanın mevcut mesleklerin %47'sini otomasyon şeklinde yapacağını söylüyor. Dünyanın en büyük insan kaynakları yönetim şirketi Stigleitz başta taşımacılık, finans, hukuk ve veri analizler sonraki süreçlerde ise sağlık, eğitim ve yönetim gibi alanlarda yapay zekanın neredeyse tamamını ele geçireceğini söylüyor. Efendim, yapay zeka bazı iş kollarını bitiriyor ama yeni iş kollarını açıyor gibi basit bir argümanla bu konuyu geçiştiremeyiz. Çünkü yapay zekanın asıl amacı insan zihnine ve gücüne en az seviyede ihtiyaç duymatır. Yapay zekanın neden olacağı milyonlarca işsizliği, üç beş sanal iş koluyla dolduramayız. Peki soruyorum size, aldığımız hangi eğitim, yapay zeka bu kadar hızlı gelişirken, yapay zekaya entegrenin bir şekilde veriliyor? Veya 50 yaşından sonra işsiz kalmış bir kişi, hangi değişime ayak uydurup da geçimini sağlayacak? üç kuruş fazla para kazanmak için işi çalıştırmaktan kaçan şirketleri yapay zeka daha da zengin etmek dışında tam olarak ne yapacak? Akıllı ev sistemleri, robot
süpürgeler, akıllı uygulamalar, teslimat droneları insanlar adına çalışıp karar verirken beynimizin küçülmesine neden oluyor. Efendim, yapay zekanın yol açtığı sorunları sadece işsizlikle sınırlamak mümkün değildir. Çünkü işsizlik bu zincirin yalnızca ilk halkasıdır. İnsanların üretimden, karar almadan ve düşünmeden koparılması, uzun vadede insanlığın kendi kendini yok etme sürecini başlatacaktır. Şöyle düşünelim: Eğer her şeyi bizim yerimize düşünen, karar veren, hesaplayan ve hatta duygularımızı analiz eden bir sistem varsa, o zaman biz neden varız? İnsanlığın binlerce yıldır geliştirdiği bilgi birikimi, emek, sanat ve kültür bir anda anlamsız hâle gelir. İnsan sadece tüketen, düşünen değil, hisseden bir varlıktır. Yapay zekâ ise duygudan tamamen yoksun, vicdanı olmayan, yalnızca veriyle hareket eden bir mekanizmadır. Bugün sokaklarda, okullarda, hastanelerde, fabrikalarda yapay zekâ ile donatılmış sistemler kullanılmaya başlanmış durumda. Peki bu durum gerçekten insanı özgürleştiriyor mu? Yoksa fark etmeden bir "görünmez esaretin" içine mi sürükleniyoruz? Örneğin, bir doktorun yerine teşhis koyan yapay zekâ sistemleri hata yaptığında kime hesap soracağız? Bir öğrenciye yanlış not veren, bir mahkemede adaletsiz karar öneren bir algoritmanın hatası kimin hatası olacak? Cevap çok açık: Hiç kimsenin. Çünkü yapay zekânın vicdanı, sorumluluğu, hatta pişmanlık hissi yoktur. Teknoloji şirketlerinin "insanlığın iyiliği için" diye tanıttığı her yenilik, aslında insanın doğasından bir parçayı çalıyor. Bizler artık sadece ekranlara bakarak düşünen, aklını sorgulamadan yazılımlara teslim eden bir topluma dönüştük. Akıllı asistanlar, öneri sistemleri, algoritmik haber akışları fark ettirmeden bizi yönlendiriyor. Ne izleyeceğimizi, ne dinleyeceğimizi, kime güveneceğimizi, hatta kimi seveceğimizi belirliyor. Kısacası insanın özgür iradesi yavaş yavaş siliniyor. Bunun en tehlikeli sonucu, insanların düşünme kaslarının körelmesi. Beynimiz bir kas gibidir; ne kadar çok kullanırsak o kadar güçlenir. Fakat yapay zekâ, bizi düşünmekten kurtarırken aslında zayıflatıyor. Eskiden insanlar saatlerce araştırır, kitaplar karıştırır, tartışırdı. Şimdi ise bir tıkla "yapay zekâ cevabı" alıyor ve sorgulamadan kabul ediyor. Bu durum uzun vadede eleştirel düşüncenin, bilimsel sorgulamanın, hatta bireysel farkındalığın yok olmasına neden olacaktır. Bir diğer önemli sorun, etik ve hukuksal sınırların tamamen belirsizleşmesidir. Yapay zekâ tarafından yapılan hatalarda kim sorumlu olacak? Örneğin, bir otonom araç bir insana çarptığında suç makinenin midir, yazılımcının mıdır, yoksa o aracı kullanan şirketin midir? Bu sorunun cevabını bugün kimse veremiyor. Çünkü yapay zekâ, "sorumluluk" kavramının dışında bir varlık. İnsan, yaptığı her eylemden ahlaki olarak sorumludur; fakat bir yapay zekâ, sadece programlandığı yönergeleri izler. Dolayısıyla yanlış bir karar verdiğinde ne vicdan azabı duyar ne de telafi etme isteği. Bunun yanında, yapay zekâ insanın duygusal dünyasına da ciddi zararlar veriyor. Artık insanlar birbirleriyle iletişim kurmak yerine yapay zekâ destekli sohbet robotlarıyla konuşuyor. Sanal arkadaşlıklar, duygusal destek uygulamaları, "yapay sevgililer" hızla yaygınlaşıyor. Bu da insanın doğasında var olan sosyal bağları koparıyor. İnsan yalnızlaşıyor, toplum parçalanıyor. Çünkü hiçbir yapay zekâ, bir annenin sevgisini, bir dostun samimiyetini, bir öğretmenin ilgisini taklit edemez. Tüm bunların yanı sıra, yapay zekâya duyulan aşırı güven insanları rehavete sürüklüyor. Şirketler, devletler ve bireyler artık "nasıl olsa yapay zekâ hesaplar, karar verir, halleder" düşüncesiyle hareket ediyor. Ancak bir gün bu sistemler hata yaptığında —ki tarih boyunca her teknoloji bir gün hata yapmıştır— o zaman ne olacak? İnsanlar artık düşünmeyi, plan yapmayı, risk almayı unuttuğu için felaket karşısında tamamen çaresiz kalacak. Yapay zekâ faaliyetleri devam ettikçe, sadece ekonomik veya sosyal dengeler değil, insanlığın tanımı da değişiyor. Biz insana özgü olan "yaratıcılığı", "sanatı", "duyguyu" makinelerle paylaşıyoruz. Müzik yapan robotlar, şiir yazan algoritmalar, tablo çizen yazılımlar artık her yerdeler. Peki sanat dediğimiz şey, bir ruhun, bir duygunun, bir hikâyenin dışavurumu değil midir? Ruhsuz bir sistemin yazdığı şiir, çizdiği tablo veya yaptığı beste gerçekten sanat olabilir mi? Sanatı bu kadar mekanikleştirmek, insanın en özel yönünü makineleştirmek değil midir? Sonuç olarak değerli jüri üyeleri ve sevgili arkadaşlarım; yapay zekâ sadece bir teknoloji değildir. O, insanın kim olduğunu, nasıl düşündüğünü, nasıl hissettiğini ve hatta varoluş amacını sorgulatan bir devrimdir. Fakat bu devrim kontrolsüz şekilde ilerlemektedir. Bilim insanlarının bile korktuğu, uyarı üstüne uyarı yaptığı bir gelişmeyi "ilerleme" adı altında görmezden gelmek insanlık için büyük bir hatadır. Biz yapay zekâyı ilerlemeye karşı olduğumuz için durdurmak istemiyoruz — biz, insanlığın yok olmasına karşı olduğumuz için durdurmak istiyoruz. Bugün yapay zekâyı durdurmak, aslında insanlığı korumaktır. Çünkü eğer bir gün insanın yerine düşünen, hisseden, karar veren bir sistem kurarsak, o gün insanlık tarihten silinir. Ve işte o zaman artık hiçbirimizin "ben insanım" deme hakkı kalmaz.

Tarayıcı ID:smf (is_webkit)
Temalar: 6: index (default), Ads (default), Display (default), GenericControls (default), smfhacks_templates/global-hf (default), smfhacks_templates/global-hf (default).
Alt Temalar: 14: init, html_above, adsheaders_above, body_above, global_hf_above, adsindex_above, facebook_above, main, facebook_below, adsindex_below, global_hf_below, body_below, adsheaders_below, html_below.
Dil Dosyaları: 44: index+Modifications.english (default), index+Modifications.turkish (default), index.english (default), index.turkish (default), Admin.english (default), Admin.turkish (default), ManageBoards.english (default), ManageBoards.turkish (default), glossary/Glossary.english (default), index.english (default), index.turkish (default), Admin.english (default), Admin.turkish (default), ManageBoards.english (default), ManageBoards.turkish (default), glossary/Glossary.turkish (default), Ads.english (default), Ads.turkish (default), Post.english (default), Post.turkish (default), Editor.english (default), Editor.turkish (default), Drafts.english (default), Drafts.turkish (default), MoveBBC.english (default), MoveBBC.turkish (default), BBCodeWithStyle.english (default), BBCodeWithStyle.turkish (default), XPost/.english (default), XPost/.turkish (default), Spotify/.english (default), Spotify/.turkish (default), Post.english (default), Post.turkish (default), CountdownBBC.english (default), CountdownBBC.turkish (default), XPost/.english (default), XPost/.turkish (default), Spotify/.english (default), Spotify/.turkish (default), Pages.english (default), Pages.turkish (default), TwFbShare.english (default), TwFbShare.turkish (default).
Sitil Tabloları: 6: index.css, attachments.css, moveBBC_ai.css, glossary/glossary.css, jquery.sceditor.css, responsive.css.
Hooks called:116 (göster)
Oluşturulan örnekler:4 (göster)
Eklenmiş dosyalar: 72 - 1868KB. (göster)
Kullanılan bellek:1403KB.
Tokens:post-login.
19 sorgu kullanıldı.

Sorguları Göster