Son İletiler

#1
Genel Tartışma / Elektrik Elektronik Mühendisli...
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 10:10 ÖS

Elektrik Elektronik Mühendisliği Nedir? Ne İş Yapar?
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

Elektrik elektronik mühendisliği, üniversitelerin Mühendislik Fakültelerinde okutulan ana mühendislik dallarından biridir. Elektronik cihazlar, devre ve güç sistemleri, iletişim gibi konularda uzman mühendisler yetiştirmeyi amaçlayan bu disiplin modern teknolojilerin gelişmesine bağlı olarak kapsam alanını her geçen gün artırır. Bu nedenle ülkemizde ve dünyada en çok tercih edilen, gelecekte geçerli kalmaya devam etmesi ve güncel ihtiyaçlara göre şekillenmesi beklenen bir meslek grubuna dahildir. Peki elektrik elektronik mühendisliği nedir ve hangi görev tanımlarına sahiptir?

Elektrik Elektronik Mühendisliği Nedir?
Elektrik elektronik mühendisliği bölümü; elektrik ve elektronik alanlarındaki temel mühendislik prensiplerini kapsayan bir disiplindir ve elektrik akımından elektromanyetizmaya, kontrol sistemlerinden radar ve navigasyona kadar oldukça geniş bir aralıkta faaliyet gösterir. Alt mühendislik birimi olan elektrik mühendisliğini de içine alan bu disiplin ek olarak; entegre devreler, elektronik cihaz tasarımı ve mikrodenetleyiciler gibi daha detaylı konulara odaklanır.

Hem elektrik hem elektronik bileşenlerin kullanıldığı sistemlere dair tasarım ve geliştirme çalışmalarını yürüten, konuyla ilgili testler yaparak mevcut sorunları çözen veya olası problemleri önleyen elektrik elektronik mühendisliği, bir dizi yeni teknolojinin üretilmesinde de aktif olarak görev alır. Bu nedenle sürekli kendi içinde gelişen ve yenilenen bir sisteme sahiptir.

Elektrik Elektronik Mühendisliği Ne İş Yapar?
Elektrik elektronik mühendisliği en temelde içinde akım, devre, manyetizma ve elektrik gibi sistemler barındıran çeşitli ekipman ve aletlere odaklanan bir ana mühendislik dalıdır. Zamanla kullanılan elektronik cihaz sayısındaki artış sebebiyle düzenli olarak güncellenmeye ve çağın şartlarına uygun hale gelmeye devam eder. Bu da elektrik elektronik mühendisliği ne iş yapar denildiğinde, bir dizi farklı uygulama alanından bahsetmeyi gerektirir. Nitekim, elektrik elektronik mühendisliği bölümü mezunlarının temel görev ve sorumluluklarından bazıları şu şekilde sıralanabilir:

Elektronik devre tasarımı yapmak, bu devreleri test etmek ve optimize hale getirmek,

Mikrodenetleyici, sensör, entegre devre ve diğer elektronik bileşenleri denetleyerek geliştirmek,

Elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtım uygulamalarına yönelik sistemler ve çözümler sunmak,

Radyo, televizyon ve diğer haberleşme sistemlerinin tasarım, kurulum ve yönetim uygulamalarını yürütmek,

Otomasyon, robot kontrol ve benzeri sistem uygulamalarını içeren otomatik kontrol sistemleri geliştirmek ve bu sistemlere ait analiz ve entegrasyon çalışmaları yapmak,

Entegre devreler tasarlamak ve bu devrelerin üretim aşamalarını planlamak,

Elektronik cihaz ve sistemlere ait bakım, arıza tespit ve onarım işlemlerini gerçekleştirmek,

Endüstriyel üretim süreçlerine entegre olan elektronik bileşen ve cihazları kullanıma göre optimize etmek,

Yeni teknolojileri ve gelişmeleri takip ederek mevcut ekipmanları güncellemek ve modern tasarım ve iş uygulamaları uyarlamak,

Enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik alanlarına özel çözümler sunmak.

Bu görevler, elektrik elektronik mühendislerinin genel çalışma alanlarından bazılarını yansıtır fakat iş imkanları uzmanlık alanına, kişisel ilgilere ve çalışma sektörüne göre daha fazla çeşitlendirilebilir.

Elektrik Elektronik Mühendisliği Çalışma Alanları
Güncel teknolojilere göre gelişen elektrik elektronik mühendisliği iş imkanları oldukça zengindir. Üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olarak "elektrik elektronik mühendisi" olarak çalışmaya hak kazanan kişiler, enerji sektöründen bilgi teknolojilerine kadar pek çok endüstri ve alanda aktif rol alabilirler. Bölüm mezunları sıklıkla elektrik elektronik sistemlerin tasarım, üretim, bakım ve geliştirme projelerinde görev alır ve birçok alanda uzmanlık kazanma şansı elde ederler. Bunlara ek olarak elektrik elektronik mühendislerinin çalışabileceği alanlardan bazıları şunlardır:

İletişim Teknolojileri

Bilgisayar Sistemleri ve Otomasyon

Endüstriyel Otomasyon

Robotik Sistemler

Kontrol Sistemleri

Telekomünikasyon

Otomotiv Sektörü

Tıbbi Cihaz Tasarımı

Enerji Verimliliği

Sürdürülebilir Proje Yönetimi

Savunma Sanayi

Elektrik elektronik mühendisliği; endüstri 4.0 ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi halihazırda gelişmekte olan birçok sektörde de görev alabilirler. Bu da bu disiplini hem günümüz hem gelecek için son derece önemli hale getirir ve maaş ortalamalarının yükselmesine neden olur.

Elektrik Elektronik Mühendisliği Maaşları
Elektrik elektronik mühendisliği maaşları çoğunlukla lokasyon, çalışma deneyimi ve çalışma birimi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Kişisel deneyim ne kadar fazla ve uzmanlık ne kadar yüksek ise aylık kazançlar da o kadar fazla olur. Ancak Türkiye genelinde elektrik elektronik mühendisliği maaş ortalaması, yaklaşık 30.200 TL civarındadır. Bu tutar yeni mezunlar için ortalama 24.200 TL civarından başlar ve zamanla alınan uzmanlığa bağlı olarak 75.000 TL'ye kadar çıkar.

Elektrik elektronik mühendislerinin çalışma yelpazesi son derece geniş olduğundan maaş ortalamaları da kendi içinde farklılaşır. Bununla birlikte bu disiplin, günlük yaşamda ve yeni nesil teknolojilerde önemli bir rol oynadığından genellikle ortalamaların üzerinde bir aylık kazanç sunar.

Elektrik Elektronik Mühendisliği Dersleri
Elektrik elektronik mühendisliği, üniversite sınavlarında en çok tercih edilen mühendislik dalları arasındadır. Üniversitelerin ilgili bölümüne yerleşen öğrenciler genellikle eğitim hayatlarının ilk yıllarında, Mühendislik Fakültesinde okutulan diğer bölümlerle birlikte ortak ders havuzuna dahil olurlar. Matematik, fizik ve temel mühendislik prensiplerini kapsayan bu dersler eğitimin sonraki yıllarında şu gibi daha özel konulara yoğunlaşır:

Elektromanyetizma

Entegre Devre Tasarımı

Mikrodenetleyiciler

Kontrol Sistemleri

Haberleşme Sistemleri

İletişim Ağları ve Haberleşme Sistemleri

Analog Elektronik

Sayısal Sinyal İşleme

Elektrik elektronik mühendisliği eğitim hayatı öğrencilere teorik ve uygulamalı birçok pratiğin öğretildiği yoğun bir dönemdir. Bu süreçte yukarıdakilere ek olarak zorunlu stajlar, proje çalışmaları ve seçmeli ders sorumlulukları da devreye girer. Ayrıca her üniversite kendi müfredatını uyguladığından ders çeşitliliğinde, kapsamında ve uygulanma şeklinde farklılaşmalar olabilir. Öğrenciler, kendilerine oldukça geniş bir yetkinlik yelpazesi kazandıran bölüm derslerini başarıyla verdikten sonra mezun olarak meslek hayatına atılmayı veya endüstriyel ve teknolojik gelişmelere daha iyi adapte olmak için yüksek lisans programlarına katılmayı tercih edebilirler.
#2
Genel Tartışma / Kimya Mühendisliği Nedir? Ne İ...
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 10:06 ÖS

Kimya Mühendisliği Nedir? Ne İş Yapar? Maaşları
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

Yeni kimyasal maddeler geliştirilmesi, yeni teknolojiler üretilmesi ve bu sayede verimliliğin arttırılması gibi konularda çalışan kimya mühendisliği alanı, fizik ve matematik prensiplerinden de beslenen disiplinlerarası bir mühendislik dalıdır. Kimya mühendisliği alanı başta iş ve can güvenliğinin sağlanması olmak üzere bilimsel olarak gelişime açık olmak, analitik düşünmek, problem çözme becerisine sahip olmak, risk analizi yapabilmek, çevre bilinci, etik değerlere sahip olmak ve daha pek çok nitelik gerektirir. Peki kimya mühendisliği nedir ve çalışma alanları nelerdir?

Kimya Mühendisliği Nedir?
Kimya mühendisliği, kimyasal maddelerin üretim süreçlerine katılımını denetleyen ya da üretim süreçlerinde kullanılacak olan kimyasal maddeleri geliştiren bir mühendislik dalıdır. Çok yönlü bir alandır ve çoğu zaman disiplinlerarası çalışma gerektirir. Kimya mühendisliği yalnızca malzemelerin kimyasal yapılarının incelenmesi değil, aynı zamanda matematik, fizik ve mühendislik prensiplerinin kimya bilimi ile birleştirilmesini sağlayarak çeşitli endüstriyel süreçlere destek olur. Ürünlerin tasarlanması, üretilmesi ve işlenmesi gibi süreçlere ise aktif olarak katılım sağlar.

Kimya mühendisliği kimyasal süreçlerin tasarımına destek olarak, bu süreçlerin kontrollü bir şekilde iyileştirilmesini sağlar. Ayrıca yeni malzemelerin ve kimyasalların geliştirilmesi ve enerji üretim yöntemleri üzerine de gerekli araştırmaları gerçekleştirir. Bu noktada "kimya mühendisliği ne iş yapar?" sorusuna ise şu şekilde yanıt verebiliriz:

Kimya Mühendisliği Ne İş Yapar?
Kimya mühendisliği alanının en temel görevi kimyasal ürünlerin üretilmesi ve üretim süreçlerine dahil edilebilecek şekilde geliştirilmesidir. Ayrıca şu görevler de kimya mühendisliği alanının iş tanımına girer:

Çeşitli kimyasal maddelerin üretim süreçlerinin hem teknik hem de güvenlik standartlarına uygun olup olmadığını kontrol eder,

Yeni kimyasal maddelerin geliştirilmesi adına deney ve araştırmalar gerçekleştirir,

Çeşitli üretim ekipmanlarını, kimyasal üretim süreçlerine uygun hale getirir,

Kimyasal süreçlerin kontrol edilmesini sağlayacak yazılımların ve otomasyon sistemlerinin geliştirilmesini sağlar,

Kimyasal süreçlerin kalite kontrolünü yapar,

Hem kimyasal süreçleri hem de kimyasal sistemleri değerlendirip düzenleyerek tüketici güvenliğinin sağlanmasına destek olur,

Yeni kimyasal malzemeler üretir ve üretim süreçlerini inceler,

Yeni enerji sistemlerinin ve verimli enerji çözümlerinin geliştirilmesi alanında çalışır.

Eğer daha açıklayıcı bir tanım yapmak gerekirse, kimya mühendisleri bugün günlük hayatta kullandığımız pek çok ilacın, temizlik malzemelerinin, kozmetik ürünlerinin ve çok daha fazlasının üretim süreçlerinde kimya mühendisliği alanından faydalanılır.

Kimya Mühendisliği Çalışma Alanları
Kimya mühendisliği alanında eğitim almış kişiler başta ilaç, kozmetik ve gıda olmak üzere pek çok farklı sektörde çalışabilir. Kimya mühendisliğinin personel yetiştirdiği alanlar ve kimya mühendisliği iş imkanları arasından öne çıkanlar ise şunlardır:

Enerji ve çevre alanında faaliyet gösteren şirketler,

İlaç ve sağlık sektörü,

Petrol ve gaz endüstrisi,

Gıda ve içecek endüstrisi,

Uzay araştırmaları,

Malzeme bilimi ve nanoteknoloji alanları,

Uçak ve havacılık sanayii,

Çeşitli araştırma ve akademik çalışmalar.

Kimya mühendisleri aynı zamanda hammadde ve kimyasal madde üretiminin gerçekleştirildiği, risk analizi ve proje yönetimi gerektiren tüm alanlarda aktif olarak görev alabilirler. Türkiye'de kimya mühendisliği maaş rakamları ise şu şekilde:

Kimya Mühendisliği Maaşları
2024 yılı itibariyle Türkiye'de en düşük kimya mühendisi maaşı 22.000 TL civarındadır. Alanında deneyimli kimya mühendislerinin maaşı ise 65.000 TL ve hatta daha yüksek seviyelerde olabilir. Ortalama bir kimya mühendisinin maaşının ise 23.000 TL ile 38.000 TL arasında olduğu söylenebilir. Elbette bu rakamlar çeşitli parametrelere, personelin deneyimine, çalışılan şirketin büyüklüğüne ve coğrafi konuma göre farklılık gösterebilir.

Kimya Mühendisliği Dersleri
Kimya mühendisliği alanında genellikle sayısal ağırlıklı dersler bulunur. Kimya mühendisliği alanında fizik ve matematik derslerinin yanı sıra termodinamik, kimyasal süreçler ve reaksiyon mühendisliği gibi alanlarda yetkinlik sağlanır. Kimya mühendisliği alanında eğitim alan öğrencilerin 4 yıllık lisans eğitimi boyunca alacağı derslerden bazıları şunlardır:

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği,

Kimyasal Proses Hesaplamaları,

Kimyasal Reaksiyon Mühendisliği,

Kimya Mühendisliğinde Matematiksel Modelleme,

Proses Kontrolü,

Kimya Mühendisliğinde Tasarım,

Akışkanlar Mekaniği,

Termodinamik.

Elbette bu dersler eğitim alınan üniversiteye ve uzmanlaşılmak istenen alana göre farklılık gösterebilir. Eğer siz de kimya mühendisliği alanına yönelmek, hem üniversitelerin ilgili bölümlerine yerleşmenizi sağlayacak sınavlar hem de çeşitli eğitim programlarına katılım konusunda detaylı bilgi almak isterseniz, hemen şimdi Kopilot Rehberlik danışmanları ile iletişime geçebilirsiniz.
#3
Genel Tartışma / AYT Matematik İmkansız Değildi...
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 10:02 ÖS

AYT Matematik İmkansız Değildir!
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

"Her insan karanlıktan korkmasa da çekinir, bunun sebebi karanlığın içinde ne olduğunu bilmemesidir. Matematik de bazen böyledir. Bu yazıyla beraber AYT Matematiğin ışıklarını açıyoruz."

YKS'nin korkulan sınavı "AYT" ve AYT'nin korkulan dersi "Matematik"... Sayısal ve eşit ağırlık öğrencilerinin olmazsa olmazı olduğunu bildiğimiz "AYT Matematik" dersini halletmenin vermiş olduğu özgüveni, sınav senesinde başka bir şekilde kolay kolay edinilmediğini biliyoruz. Ama maalesef ki bu durumun tam tersi de geçerli. Matematikle uğraşıp yapamadığımızda da bizden götürdüklerini yerine getirmenin ne kadar zor olduğunun da farkındayız. Peki bu durumdan kurtulmak için neler yapılmalı? "AYT Matematiği halletmek" ve bunu sınavda da gerçekleştirebilmek mümkün mü? Gelin birlikte püf noktalarına değinelim. 

AYT Matematikle Barışmak...
Matematik her zaman öğrenciler için çekingen yaklaşılan, zevk alınsa ve güvenilse bile daima kuşku içerisinde bırakan bir derstir. Öncelikle derslere karşı duygusal yaklaşmanın anlamsız olduğunu öğrenmeliyiz. Dersler, özellikle de matematik korku, sevgi, endişe gibi duygular beslediğinizden haberdar değildir. Bu duygulardan sadece siz haberdarsınız ve bu duygular sizin harekete geçmenizi engelliyor, harekete geçseniz bile sorulara karamsar yaklaşılmasına yol açıyor olabilir. Öncelikle ön yargılarınızdan arınmalı ve varsa geçmiş tecrübelerinize dayanmadan matematiği anlama yoluna gitmelisiniz. Sınav her zaman masada kalemle kağıtla çalışılmaz. İçinizde yankılanan olumsuz sesleri bastırmak da bir ders çalışmadır. Bu yüzden matematikle barışarak işinize başlayabilirsiniz.

AYT Matematiğe Başlamadan Önce Kendini Mutlaka Denetle!
AYT Matematik başlaması da bitmesi de sıkıntı edilen nadir derslerdendir. Bunun temel sebeplerinden birisi konuların sayısı az olmasına rağmen konuları anlama konusunda yaşanan problemlere dayanır. Öncelikle AYT Matematik için gerekli donanıma sahip olup olmadığınızı denetlemek gerekebilir. Peki bu denetlemeyi nasıl yapabilirsiniz?

Öncelikle AYT Matematiğe başlayabilmeniz için temel bir matematik bilgisine sahip olmanız yetmeyebilir. AYT Matematik bolca işlem, eşitsizlik ve ikinci dereceden ifade barındırdığı için, TYT Matematik kapsamında bulunan "basit eşitsizlikler, üslü ve köklü ifadeler, çarpanlara ayırma, bölme bölünebilme,fonksiyonlar" gibi konularınızı gözden geçirmenizde fayda var. Bu konularınızı güzel bir şekilde gözden geçirip, en az orta seviye bir soru bankasından yanlışların doğrularını öğrenerek bitirdikten sonra AYT Matematik serüveni sizin için başlayabilir.

TYT Matematik bitmeden AYT Matematiğe başlamakta kesinlikle bir sakınca yoktur. Burada dikkat edilmesi gereken güzel bir denetleme süreci geçirdiğinize kanaat getirmenizdir. Yukarıda bahsedilen konularda başarılı olduğunuzu hissettiğiniz an AYT Matematik için hazırsınız demektir.

AYT Matematik  Hangi Konudan Başlar, Devam Eder, Nasıl Çalışılır?
AYT Matematik için güzel bir formül oluşturdunuz aslında. Kendinizi "üslü ve köklü ifadeler, fonksiyonlar, çarpanlara ayırma" gibi konularda denetlediğiniz için artık doğrudan "Polinomlar" konusuyla giriş yapabilirsiniz. Bunun için kendinize iki hafta kadar bir süre verebilir,derse ısınma sürecinde sorun yaşıyorsanız üç haftaya da çıkartabilirsiniz. Polinomları bitirdikten sonrasında sizi sırada "2. Dereceden Denklemler" bekliyor olacaktır. Polinomlara göre nispeten daha kısa bir konu gibi görünen "2. Dereceden Denklemler", AYT Matematik adına pelerinsiz kahramanlardan birisidir. Çünkü sonraki konularda işleyeceğiniz konuların temelini oluşturur.Kesinlikle çok sıkı çalışılmalı ve pratik olarak da sorusu mutlaka bol bol çözülmelidir. 2. Dereceden Denklemlerden hemen sonra "Eşitsizlikler" konusunu çalışabilir ve peşine de kısa ve adının tam tersi anlaması kolay bir konu olan "Karmaşık Sayılar" konusunu çalışarak devam edebilirsiniz. Ünitenin son konusu olan ve sayısız soru varyantına sahip "Parabol" konusunu da iki hafta gibi bir sürede erittikten sonra, sıradaki konuya geçmeden önce emeklerinizin boşa gitmemesi adına tekrar çok önemlidir.

Bir tekrar kaynağı edinmek ve artık AYT Matematiği çift koldan götürmek en mantıklı çözümlerden birisidir. Yani parabolün sonuna geldiğinizde farklı bir kaynaktan polinomlara başlamak ve oradan günlük iki test olacak şekilde işlediğiniz yerleri tekrar ederek ilerlemek kurtarıcınız olabilir. 

Parabolden sonra sıra yaklaşık üç hafta sürecek olan ve AYT Matematikte belki de en anlaşılması güç olan konudadır: "Trigonometri". Burada acele etmemenizi tavsiye ediyor olacağım. Trigonometriye gerektiği önemi vermeli ve gerekirse süreyi uzatarak anlamaya gayret etmelisiniz. Burada fasiküllerle de konu desteklenerek bir ay gibi bir süreye yayılmak da bir seçenektir.

Fakat unutmamak gerekir ki iyi olduğunuz bir konuda fasikül çözmek size pratik kazandıracağı gibi diğer konulara harcayabileceğiniz vaktinizi de elinizden almış olur. Dengesini mutlaka iyi kurmak gerekir. Fasiküle gerek varsa kullanılmalıdır, yoksa diğer konular işlendikten sonra kalan vakitte değerlendirilebilir.

Trigonometrinin bitişiyle birlikte artık 12. sınıf konularına başlamadan önceki son durakta olduğunuz söylenebilir. Bu durağın da adı "Fonksiyonlar". Fonksiyonlar iki hafta gibi bir süreçte tamamlanabilir. Normal şartlar altında sıfırdan yapılan bir fonksiyon süreci bir ay kadar sürebilir. Fakat siz denetlemenizi yaptınız ve uzun zamandır AYT Matematik çalışan bir profesyonelsiniz artık. Fonksiyonların 20 testi sizin için iki haftada bitirilebilir duruma gelmiş olmalıdır.

12. sınıf konuları farklı bir dil gibidir. "Logaritma,Diziler, Limit,Türev,İntegral" ilk kez gördüğünüz terimler barındırır. Tökezlediğinizi ve hiç anlayamacağınızı hissetmeniz kadar doğal bir durum yoktur. Endişelenmeyin!! Matematik bir dildir. Gözünüz aşina oldukça bu konuların matematiği eğlenceli kıldığını göreceksiniz.

Logaritma ve Diziler; bölüm sonu canavarına erişebilmeniz için son konularınız. "Logaritma" için iki, belki duruma göre üç, "Diziler" için ise iki hafta çalışma yapmanız yeterli olacaktır.

Dizileri de bitirdikten sonra artık son üçlü konuya geldiniz. Bu üçlü konunun sınavın en çok soruya sahne olan konular olduğunun bilincinde olarak iyi anlamaya bakılmalı ve aynı trigonometride olduğu gibi acele edilmemeli. Gerektiği yerlerde fasikül kullanılarak da desteklenmelidir.

"Limit ve Süreklilik" bu üçlü arasında belki de en temel olan konu. İki hafta verilebilir. Eğlencelidir. Yapılması da kolaydır. Eğer konuyu anlamadığınızı düşünüyorsanız kötü bir gün geçiriyor olabilirsiniz. Farklı dersler çalıştıktan sonra tekrar gelin mutlaka anlayacaksınız.

"Türev" uzun ve integralle bağlantılı, üç konu arasında köprü görevi gören konu. "Türev alma kuralları, Türevin Geometrik Yorumu, Maksimum Minimum Problemleri" olarak üç haftaya ayrılabilir. Zor sormak istediklerinde çok kolay bir şekilde sorulabilecek parabol gibi sınırsız soru tipine sahiptir. Eğlencelidir fakat zorluğu ve konunun uzunluğu eğlencenin önüne geçebilir. Kuralları sık sık tekrar edilmeli fazla soru tipi görmeye gayret edilmelidir.

"İntegral" AYT Matematiğin kapanış konusudur. AYT Matematik gibi imkansız gözüken derse yakışır bir finaldir. Kolay bir konu olduğu söylenemez, fakat acele edilmediğinde, tane tane anlayarak ilerlendiğinde sınavda soru kaçırmayacak derecede iyi öğrenilebilir.

Sizlere bu yazımızda AYT Matematiğin ışıklarını açtık. Siz de hayatınızdaki ışıkları açın, açın ki bitsin bu çekinmeler...
#4
Genel Tartışma / AYT'ye Ne Zaman Başlanmalı?
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 09:58 ÖS

AYT'ye Ne Zaman Başlanmalı?
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

YKS sistemi içinde, Temel Yeterlilik Sınavı (TYT) ve Alan Yeterlilik Sınavı (AYT) hem birbirini tamamlayan hem de farklı çalışma stratejilerini gerektiren iki farklı sınav olarak karşımıza çıkıyor. TYT dediğimiz kısım 9 ve 10.sınıf, AYT ise 11 ve 12.sınıf konularını içermektedir. AYT, daha çok adayların bilgi seviyesini ölçen, hedefledikleri alanlara yönelik bilgi birikimleriyle ön plana çıkmalarına olanak tanıyan bir yapıya sahiptir. AYT'de belirleyici olan her ne kadar adayların çalışma süreleri ve bilgi birikimleri olsa da analitik beceriler, zaman ve stres yönetimi gibi olgular da yine büyük önem taşımaktadır.

Öğrenciler genellikle TYT netlerini ve konularını ön plana koysalar da YKS'de oran olarak baktığımızda %40 TYT puanı, %60 AYT puanı etkilidir. Bu yüzden aslında AYT'yi son ana bırakmamak çok daha kritiktir. Bunu şu örneklerle daha iyi anlayabiliriz:



AYT çalışmaya ne zaman başlanması gerektiği kişisel öğrenme tarzına, hedeflere ve mevcut bilgi düzeyine bağlı olarak değişebilir. En sağlıklısı lise eğitiminin ilk yılından itibaren düzenli ve etkili bir çalışma programı uygulamaktır fakat öğrenciler genellikle 9 ve 10.sınıfta sınav mantığını tam kavrayamadıkları için ya da farklı sebeplerden son 2 yılda ders çalışmaya başlamaktadır.

AYT'ye çalışmaya başlamadan önce şu noktalara dikkat etmek önemlidir:

1.     Mevcut Bilgi Düzeyi: Hangi konularda güçlü olduğunuzu ve nerede eksik olduğunuzu belirleyin. Bu, çalışma planınızı oluşturmanıza yardımcı olacaktır.

2.     Zaman Yönetimi: Sınav tarihine kadar geçen süreyi değerlendirin. Ne kadar süre boyunca çalışabileceğinizi belirleyin ve buna göre bir çalışma takvimi oluşturun.

3.     Düzenli Çalışma: AYT'ye hazırlık sürecini düzenli ve sürekli bir şekilde devam ettirmek, son dakika stresinden kaçınmanıza yardımcı olacaktır.


4.     Kaynak Seçimi: AYT'ye hazırlıkta kullanacağınız kaynakları seçerken kaliteli ve güvenilir yayınları tercih edin. Konuları detaylı bir şekilde kapsayan kitaplar ve online kaynaklar kullanabilirsiniz.

Peki farklı zaman dilimlerinde ders çalışmaya başlayan öğrenciler için AYT ne zaman çalışılır hadi gelin birlikte bakalım.

11.SINIFTA YKS ÇALIŞMAYA BAŞLAYAN ÖĞRENCİLER

9 ve 10.sınıfta öğrendikleriniz aslında birçok AYT konusunun temelini oluşturmaktadır. Bu temel konuları önceden çalışmanız 11.sınıf konularında sizi rahatlatacaktır. 11.sınıf AYT'nin başlangıcı ve en yoğun konuların olduğu dönemdir. Bu yüzden YKS'de hangi alandan olursa olsun iyi bir sıralama elde etmek isteyen bir öğrenci 11.sınıf konularına önem vermelidir. Örneğin hem sayısal hem eşit ağırlık için ortak olan matematik dersinde TYT'de ilk 12 konu dediğimiz sayılar kısmını bitirdikten sonra fonksiyonlarla birlikte AYT Matematiğe başlamak daha doğru ve sistemli bir çalışma olacaktır. Fonksiyonlar AYT Matematik kısmındaki birçok konunun içerisinde kullanıldığından dolayı önemlidir.

Fen kısmı için ise

TYT Fizik kuvvet ve hareket-elektrik ünitesi

TYT Kimya Kimyasal Türler Arası Etkileşimler- Maddenin Halleri-Mol kavramı

TYT Biyoloji Canlıların Ortak Özellikleri- Canlıların Temel Bileşenler- Hücre ve Organelleri konularını tekrar etmeniz 11.sınıf konularını çok daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.

Eğer yaz döneminde TYT çalışılmadıysa dönem başladığında ağırlıklı olarak 11.sınıf konularını çalışırken mutlaka yanında ders yoğunluğuna göre TYT eklenmelidir.

12.SINIFTA YKS ÇALIŞMAYA BAŞLAYAN ÖĞRENCİLER

Son seneye geldiğimizde 4 yılı birden çalışmak biraz daha zorlayıcı olacaktır fakat düzenli, disiplinli ve yoğun bir çalışmayla güzel sonuçlar elde etmek mümkün.

12.sınıf yaz döneminde hem TYT konularını hem de 11.sınıf AYT konularını tekrar ederek döneme başlamak çok büyük bir fark yaratacaktır. 12.sınıf Eylül ayında çalışmaya başlayan bir öğrenci ise önce TYT bitirip daha sonra AYT'ye başlarım mantığını bir kenara bırakıp

dönem konularını eksiksiz takip ederken yanında 11.sınıf ve TYT konularına da mutlaka yer vermelidir. İlk dönem TYT netleri inişli çıkışlı olabilir. Bunu düşünerek belirli bir nete gelmeden AYT'ye başlamamalıyım düşüncesi yanlıştır. TYT pratik işidir. AYT konularını çalıştıkça bu iki kısmın birbirini tamamladığını ve TYT netlerinizde de artış olacağını göreceksiniz. Unutmayın ki sizi kurtaracak ve diğer öğrencilere fark atmanızı sağlayacak kısım AYT...

Her öğrencinin öğrenme tarzı farklı olduğu için bu önerilere uygun şekilde kişisel bir çalışma planı oluşturmalısınız. Esnek olun, planınızı güncelleyin ve ihtiyaç duydukça ayarlamalar yapın.
#5
Genel Tartışma / EYVAH! YARIN SINAVIM VAR!
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 09:42 ÖS

EYVAH! YARIN SINAVIM VAR!
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

Uzun zaman boyunca emek verdiğiniz, hedefleriniz için çaba göstererek hazırlandığınız sınav her geçen gün biraz daha yaklaşıyor. Sene boyunca elimizden gelen gayreti göstersek de, başarılı olabilmek için dikkat etmemiz gereken çok önemli bir şey daha var: Sınav gününü iyi yönetmek. Peki, bunun için neler yapabiliriz? Gelin birlikte bakalım.

Sınavdan Önce
Sınav gününü daha iyi geçirmenin yolu önceki geceden, hatta önceki haftadan geçiyor diyebiliriz. Çünkü sürecin altın anahtarı, kendimizi biyolojik ve psikolojik olarak sınava hazırlamak aslında.

Önceki haftadan itibaren dikkat etmen gerekenlerse şu şekilde:

Uyku düzeni: Sınav saatinde tamamen ayık bir zihinle masa başında olabilmek için biyolojik saatini buna göre programlamalısın. Son hafta hep aynı saatte yatıp sınav günü uyanacağın saatte kalkmak bunun için harika bir yol olacaktır.

Ayrıca sınavdan önceki akşam kafeinli içeceklerden uzak durarak gece uykuya dalmayı kolaylaştırabilirsin.

Mekânı tanı: Sınava gireceğin yeri muhakkak önceden görmeli, okulun yolunu öğrenmeli, hatta sınıf sıralarına oturmalı ve ortamın tanıdık olmasını sağlamalısın.
Yediklerine dikkat et: Son günlerde normalde yemediğin ya da sana ağır gelme riski olan besinlerden uzak durmayı tercih etmen, seni herhangi bir sağlık probleminden koruyacaktır.
Riskli aktivitelerden kaçın: Sakatlığa sebep olabilecek herhangi bir fiziksel aktiviteyi son günlerde yapmaman daha iyi olacaktır, böyle bir risk almak istemeyiz.
Zihnini yorma: Özellikle son birkaç günde, "ne kadar çalışabilirsem kârdır" gibi bir düşünceyle derslere ve denemelere yüklenmemelisin. Zihnin ne kadar dinç olursa sınavda hafızandaki bilgilere ulaşman o kadar kolaylaşacaktır.
Kafan karışmasın: Son gün ders çalışmamanı öneririm. Özellikle sıfırdan öğrenmeye çalışacağın bilgiler, sahip olduklarını da karıştırmana sebep olabilir. Eğer çok rahatsız hissediyorsan minik tekrarlar yapabilirsin.
Rutini bozma: Normalde yapmadığın şeyleri son günlerde yapmaya çalışmamalısın. Yediklerin, yaptıkların, hatta sınav günü giydiklerin bile sıradan bir gününden farklı olmasın.
Moral bozucu her şeyden uzak dur: Moralini düşürebilecek insanlar, diyaloglar, sosyal medya hesapları... Hiçbiri sınavdan önceki birkaç günde sana ulaşmasın.
Modunu yüksek tut: Kötü düşüncelerin zihnini ele geçirmesine izin verme! Tüm sene boyunca emek verdin ve şimdi karşılığını alacaksın. Son gün sevdiğin insanlarla vakit geçirebilir, kısa bir yürüyüşe çıkabilir, yatmadan ılık bir duş alabilirsin.
Tüm hazırlıklarını tamamla: Kimliğini, giriş belgeni, kıyafetlerini önceki akşamdan muhakkak hazırlamalı, üstünde bulunmaması gereken aksesuarlar varsa çıkarmalısın. Böylece son dakika durumu sebebiyle oluşabilecek stres faktörlerini olabildiğince önlemiş olacağız.
Sınav Sabahı
Bahsettiğimiz her şeye dikkat ederek günlerini geçirdikten sonra sınav sabahına uyandın. Şimdi işin en kolay kısmı var: Sınav yerine vaktinde ulaşmak ve aylardır beklediğin sınavı en iyi şekilde tamamlamak. Sınav sabahında dikkat etmen gereken sadece birkaç şey var:

Kahvaltı: Önceki günlerde yaptığın gibi bugün de olduğundan farklı, ağır, yağlı ya da bol baharatlı yiyeceklerden kaçınmalısın. Fakat zihninin tam verimli çalışması için muhakkak hafif bir kahvaltı yapmalısın.
Tedbiri elden bırakma: Sınav yerine sınavdan bir saat önce varmakta hiçbir sakınca yok. Trafiği, oluşabilecek herhangi bir riskli durumu göz önünde bulundurarak evden olabildiğince erken çıkmalısın.
Ayrıca yanında birinin bulunması, yine olası bir soruna karşı tedbir amaçlı iyi olacaktır. Kimlik ve sınav belgeni kontrol etmeyi de unutma!

Sınavdan çıktıktan sonra ise yapman gereken tek şey kaldı: sonuçları beklemek ve beklerken olabildiğince eğlenmek! Bir sene boyunca "ders çalışmalıyım" diyerek ertelediğin dizileri izleyebilir, arkadaşlarınla görüşebilir, telefonu eline alıp sosyal medyadaki içerikleri saatlerce aşağı kaydırabilirsin.

Sınavın zekanı, başarını, kişiliğini tanımlayan bir şey değil, yalnızca kariyerine giden yolda atlanması gereken bir basamak olduğunu unutma. Şimdiden başarılar!
#6
Genel Tartışma / Sınav Kaygısı
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 09:31 ÖS

Sınav Kaygısı
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

Kaygı Nedir?
 
Kaygı, insanların günlük yaşamlarında sıkça karşılaştığı bir duygudur ve genellikle belirsizlik, endişe veya gelecekle ilgili belirsiz durumlarla ilişkilidir. İnsan psikolojisinin karmaşık bir parçası olan kaygı, genellikle bilinmeyenle başa çıkma çabasıyla ortaya çıkar.

Herkesin hayatında zaman zaman karşılaştığı kaygı, bir tehdit algısıyla ilişkilidir. Belirli bir durumun veya olayın sonuçları hakkında belirsizlik hissi, insan zihninde kaygının tohumlarını atar. Bu durum, insanların içsel dünyasında çeşitli duygusal tepkilere neden olabilir. Kaygının aşırı ve kontrol edilemeyen düzeylere ulaşması durumunda, kişinin yaşam kalitesini etkileyebilir ve bazen ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, kaygıyı anlamak, yönetmek ve sağlıklı başa çıkma mekanizmalarını geliştirmek önemlidir.

Kaygılandığımızda Vücut Tepkilerimiz
Günümüzde, yoğun tempolu yaşam, iş sorumlulukları ve kişisel beklentilerle başa çıkmak, zaman zaman her birimizi kaygılandırabilir. Kaygı, bir tür doğal tepki olsa da, vücudumuz bu durumla karşılaştığında çeşitli tepkiler vermeye başlar.

Kalp Ritmi Hızlanır: İlk belirtilerden biri, kalp atışlarının hızlanmasıdır. Vücut, bir tehlike algıladığında, kalp daha fazla oksijen taşıyabilmek için daha hızlı pompalamaya başlar. Bu, atak veya kaç tepkisidir ve binlerce yıl öncesine dayanan bir savunma mekanizmasıdır.

Solunum Zorlaşır: Kaygılandığınızda, nefes alışverişiniz derinleşebilir ve kontrolünüz dışında hızlanabilir. Bu, vücudunuzun daha fazla oksijene ihtiyaç duyduğu bir yanıttır. Ancak, bu durum uzun süre devam ederse, solunum sıkıntısı hissi oluşur.

Kas Gerilimi Artar: Omuzlarınızdaki gerilim veya boyun ağrısı hissettiğinizde, bu büyük olasılıkla vücudunuzun kaygıya verdiği bir başka tepkidir. Stresle birlikte, kaslarınız gerginleşir ve bu da fiziksel rahatsızlıklara neden olabilir.

Sınav Kaygısı Nedir?
Sınav kaygısı, genellikle bir sınav öncesinde ortaya çıkan yoğun stres ve endişe durumunu ifade eder. Başarısız olma korkusu, yeteneksizlik hissi ve gelecekteki belirsizlik duyguları, sınav kaygısının temelini oluşturur. Bu duygular, öğrencinin performansını olumsuz etkileyip öğrenme potansiyelini sınırlayacaktır.

Sınav Kaygısının Yönetilmesi İçin Öneriler

Erken Başlayın ve Plan Yapın:
Sınavlara erken bir şekilde hazırlanmak, kaygıyı azaltabilir. Planlı bir şekilde çalışmak, öğrencinin kendini daha hazır hissetmesine yardımcı olur.

Düzenli Aralar Verin
Çalışma sürecinde düzenli aralar vermek, zihinsel tazelik sağlar. Kısa molalar, öğrenilen bilgilerin daha iyi pekiştirilmesine ve sınav öncesi stresin azaltılmasına yardımcı olur.

Olumlu Düşünce Kalıplarını Geliştirin
Olumsuz düşüncelerle başa çıkmak için pozitif düşünce kalıplarını benimsemek önemlidir. Kendinize güveninizi artıracak olumlu ifadeler kullanmak, sınav kaygısını azaltır. 'Bu sınavı kazanacağım', 'Bugün çok olmasa da elimden geldiğince dersime çalıştım', 'Bu sınavı kazanmamak için veya bu bölüme yerleşmemek için herhangi bir sebebim yok başarılı olacağım' gibi.

Rahatlatıcı Teknikleri Uygulayın

Derin nefes almak, meditasyon ve kas gevşetme teknikleri sınav kaygısını azaltmada etkili olacaktır. Bu teknikler, stresle baş etmeyi kolaylaştırır.

Sınav zamanı geldiğinde, pek çoğumuzun kalbi hızlanır, nefes alışverişi düzensizleşir ve mükemmel performans beklentisiyle sıkıntı yaşarız. Ancak, bu kaygıları yatıştırmanın bir yolu var: nefes egzersizleri. Hem basit hem de etkili olan bu tekniklerle, sınav öncesinde sakin kalabilir ve en iyi performansınızı ortaya koyabilirsiniz.

Derin Nefes Alın ve Verin

Bu temel ama güçlü egzersiz, vücudu rahatlatmanın hızlı bir yoludur. Derin bir nefes alın, ardından yavaşça verin. Bu sırada odaklanın, sadece nefes alıp verme işleminde dikkatiniz kalsın. Bu, zihninizin sınav öncesi karmaşasından bir an için uzaklaşmasına yardımcı olur.

4-7-8 Nefes Tekniği
Nefesinizi 4 sayısına kadar tutun, 7 sayısına kadar nefes alın, ve 8 sayısına kadar da verin. Bu düzenli ritim, sizi sakinleştirmeye ve odaklanmaya yardımcı olacaktır.

Hedeflere Odaklanın, Mükemmeliyetçilikten Kaçının

Gerçekçi hedefler belirlemek, mükemmeliyetçi beklentilerden kaçınmak önemlidir. Herkes hata yapabilir ve önemli olan bu hatalardan ders çıkarmaktır.
#7
Genel Tartışma / TYT'ye Ne Zaman Başlanmalı?
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 09:25 ÖS

TYT'ye Ne Zaman Başlanmalı?
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

Temel Yeterlilik Testi (TYT), ÖSYM tarafından düzenlenen Yükseköğretim Kurumları Sınavının (YKS) ilk oturumunu oluşturmaktadır. Üniversite hedeflerine ve diledikleri üniversite hayallerine ulaşmak isteyen her bir öğrencinin ilk adımı Temel Yeterlilik Testine girmektir. Dört sene süren orta öğretim hayatında edinilen bilgilerin ölçüldüğü bu sınav için elbette bir hazırlık süreci söz konusudur. O halde üniversiteye giden yoldaki başlangıç adımını atarken gerekli olanları, süreç boyunca nasıl bir yol veya alternatiflere başvurulabileceğini, bu sürece ne zaman başlanması gerektiğini yakından ele alalım.

Başlamak İçin Gerekenler Neler?
Bilindiği gibi sınavlar, insanlar için oldukça büyük bir stres faktörüdür. Kişiler sorumlu olduğu sınava hazırlanmaya başlarken mental/psikolojik anlamda bir hazırbulunuşluk içinde olmalıdır. Sınav süreçlerinin yüzde ellilik dilimini stresle başa çıkma, mental iyi oluş ve motivasyon oluşturmaktadır. Dolayısıyla sınav hazırlık sürecinde öğrenciler başlamak için önce kendilerinden emin olmalıdır. Kişi, süreçte mental sağlığını iyi hissetmek ve kendisine ittirici bir güç (motivasyon kaynağı) bulabilmek için öncelikle sınava girme nedenlerini tespit etmelidir. Nedenler içsel veya dışsal kaynaklar olabilir. İçsel motivasyon kaynakları; kişinin beklentileri, hayalleri, gerçekleştirmek istediği hedef basamaklarından oluşurken dışsal motivasyon kaynakları genellikle daha çok yakın çevrenin beklentisinden ve bireyin çevresine karşı duyduğu sorumluluklardan oluşmaktadır. Burada her iki motivasyon kaynağı da öğrenci için ittirici güç olabilir. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta yalnızca dışsal motivasyon kaynaklarına odaklanıldığında bir süre sonra onların öğrenci üzerinde baskı oluşturabileceğidir. Dolayısıyla öğrenci için asıl olan güç kaynağı içsel olan kişisel beklentileri yani gerçekleştirmek istedikleridir.

Psikolojik hazır oluş ve sağlam mentalite sağlandıktan sonra öğrencinin bir sonraki basamağını detaylı bir planlama oluşturmaktadır. Yapılan plan sınav sürecinin tamamını kapsayacak şekilde "Böl-Parçala" metodundan yararlanılarak detaylandırılmalıdır. Sorumlu olunan konular incelenirken aynı zamanda hangi branş veya konularla başlanacağına karar verilmeli; her biri için belirli bir zaman aralığı belirlenmelidir. Tüm bunların yanı sıra öğrenci kendi seviyesini tespit etmeli ve doğru kaynak kullanımı için kaynak araştırması yapmalıdır. Bu alanda zorluk yaşanırsa bir uzman desteğine başvurulabilir.

TYT'ye Tam Olarak Ne Zaman Başlanmalı?
TYT sınavının üstesinden gelebilmek için çalışmaların zamana bölünerek verimli hale getirilmesi gerekmektedir. Dokuzuncu sınıfa başlayan her bir öğrenci lise eğitimi sonunda bu sınava gireceğinin farkında olarak adım adım hazırlık yapmaya başlamalıdır. Yapılan hazırlık yoğun olmamakla birlikte yalnızca konuların gerçekten öğrenildiğinden emin olunmayı içerir. Öğrenci öğrendiklerini düzenli tekrarlar ve soru çözümleriyle pekiştirdiğinde son sınıfta çok rahatlamış olduğunu fark edecektir.

9. ve 10. Sınıfı İyi Değerlendiremeyen Öğrenciler Ne Yapmalıdır?
Ortaöğretim sürecinin ilk iki senesinde öğrenilen bilgileri yeterince tekrar etmeyen, sınava hazırlık için gereken özeni gösteremeyen öğrenciler 11. sınıfı planlayarak işe koyulmalıdır. 11. sınıf seçilen alan bilgisinin yoğun olarak görülmeye başlandığı bir sınıf seviyesi olduğundan TYT'ye çalışılırken sağlıklı bir denge kurulmalıdır. 11. sınıf dersleri okulla paralel götürülürken bir yandan TYT konularına başlanılabilir. Özellikle günlük oluşturulacak paragraf, problem, geometri gibi çalışma rutinleri düzen oturtma konusunda oldukça yardımcı olacaktır. Rutinlerle beraber programa eklenmesi gereken Türkçe, matematik ve öğrencinin alanına göre herhangi bir fen veya sosyal branşından da konu çalışması yapılmalı, bilgiler soru çözümleriyle desteklenmelidir. Öğrencinin önceliğini her zaman 11. sınıf konularına vermesi gerektiği dikkat edilmesi gereken noktadır. Çünkü alan bilgisi için oldukça önemli olan bu sınıf seviyesinde konuların kaçırılmadan iyice öğrenildiğinden emin olunmalı, TYT geri planda yavaş yavaş ilerletilmelidir.

11. Sınıfta Çalışmalara Başlamayan Öğrenciler TYT Çalışmak İçin Geç Mi Kaldı?
11. sınıf sürecinde TYT ve 11. sınıf dengesi kuramayan öğrenciler sınava hazırlanmak için hala geç kalmış sayılmazlar. Yapılması gereken eğer 11. sınıf bittiyse hiç geciktirmeden yaz süreci için detaylı bir TYT çalışma planı hazırlamaktır.

Yaz sürecinde yine rutinlerin yanı sıra öğrencinin programına Türkçe ve matematikle beraber kendi alanına göre fen veya sosyal branşı eklemesi, hemen ardından kendi seviyesine uygun kaynaklarla soru çözümü yaparak konuyu pekiştirmesi oldukça önemlidir. Öğrenci bir taraftan da 11. sınıfa yönelik edindiği bilgileri geri planda tekrarını yapabilir. Burada dikkat edilecek husus; birden fazla TYT branşının beraber yürütülmeye çalışılmasıdır.

Yaz Sürecini Değerlendiremeyen Öğrenciler Ne Yapmalıdır?
Elbette yaz sürecini değerlendirmek çok çok büyük bir rahatlık sağlayacaktır. Fakat bunu gerçekleştiremeyen öğrenciler en geç eylül ayında TYT konularına başlamalıdır. Sınava hazırlık sürecini 12. sınıfla birlikte götürecek öğrenciler, 12 sınıf konularını okulla paralel ilerletirken bir yandan TYT konularını halletmeyi unutmamalıdır. Burada öncelik durumu her iki taraftadır. Dolayısıyla hem 12. sınıf konuları hem de rutin ve TYT branşları özenle halledilmelidir. Eylül ayında başlanan TYT konuları ocak ayına gelindiğinde bitmeli veya büyük oranda tamamlanmış olmalıdır. Biten TYT konularının tekrarı branş denemeleri ve genel denemelerle sağlanırken öte yandan 11. sınıf konu tekrarlarına başlanmalı ve bu kez de onların soru çözümleriyle pekiştirilmesine özen gösterilmelidir. TYT konuları bittiği için bir sonraki adım 11 ve 12. sınıf konularının birlikte yürütülmesini sağlamak olacaktır.

TYT sürecine hazırlanmak isteyen öğrenciler, gerekli hazır bulunuşluğa sahip olduktan sonra kendi seviyelerine uygun kaynaklar elde etmeli ve zamanı hiç geciktirmeden işe koyulmalıdır. Süreç boyunca çok sabırlı olunmalı ve olabildiğince süreklilik sağlanmaya çalışılmalıdır. Unutmayın ki bu süreçte erken kalkan yol alacaktır.
#8
Genel Tartışma / YouTube'da Derece Var!
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 09:04 ÖS

YouTube'da Derece Var!
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

"YouTube bir derya deniz." cümlesini hemen herkes duymuştur değil mi? Birçok konuya oradan erişebileceğimizi, eğlenmek için de bilgi almak için de müzik dinlemek için de kullanabileceğimizi herkes bilir. Peki dersler? Dersleri de oradan götürebilir miyiz? Veya bu bizim için ne kadar yeterli olur? Nasıl daha etkili kullanabiliriz bu denizi? Daha da önemlisi yazımızın da konusu olan youtube derece yaptırır mı? Sadece YouTube'u kaynak olarak kullanıp ilk 100, 1000 ve 10.000'lerde öğrenciler olduğunu söylesek... Akılları biraz karıştırdığımıza göre şimdi YouTube'tan derece için neye ihtiyacımız var bir bakalım.

YouTube'ta Ders Çalışmaya Nasıl Başlamalıyım?
Her şeyden önce bir harita oluşturmak önemli. Bu bizim rotamızı çizeceğimiz bir yol haritası. Bunun için başlangıçta bir kanal araması yapmak gerekecek. Evet YouTube bir deniz derken ciddiydik. Kendi seviyenize, mizacınıza, anlama şeklinize göre bir kanal ve hoca bulmak burada önem arz ediyor. Başlangıçta gözümüze kestirdiğimiz kanallara göz atabiliriz. Örneğin X hocasının da Y hocasının da Z hocasının da matematikten 1-2 videosunu izledik.

o   Hangisinden daha iyi anladım?

o   Hangisi benim seviyem için daha uygun anlattı?

o   Ben hangisinin anlatış şeklini kendi mizacıma daha yakın buldum?

gibi sorular bizim doğru hocayı seçmemiz için kilit sorular olabilir. Bu şekilde ilerleyebileceğimiz hocaları seçmek, video uzunluklarından tutun da videonun kalitesine kadar birçok kriterde analiz yapmak bizim iyi bir başlangıç yapmamızın anahtarı.

Tabi ki videoyu seçmek kadar özdisiplin sağlayıp başlamak, sürdürmek de önemli. Bu yüzden günde çok sayıda videoyla başlamamak, gerekirse başlangıçta konu ve video sayısını sürdürülebilir tutmak önemli. Ardından ders çalışmaya alışıyor ve video sayısını arttırıyor olacaksınız. Hatta belki x1,25'te izlemeler bile başlayacak J

 

YouTube Çalışmamı Nasıl Daha Verimli Hale Getirebilirim?
Araştırmalarımızı yaptık, doğru kanalı ve kaynakları bulduk. Peki sonra? Sadece izleyerek halledebilecek miyiz? Hani bazen konu anlatım videosu açarız ve 15. dakikasında ne dinliyordum ben diye düşünürüz ya bir anda, işte onu önlemek için neler yapabiliriz?  Tam burada birkaç püf noktaya değinmeliyim hemen. Videoyu aktif dinlemek. Bunun için de şunları yapabiliriz:

·        Not tutmak: İzlediğiniz videodaki konularla alakalı not tutmak. Bu not tutma da iki şekilde yapılabilir. Birincisi konu anlatımlı kaynağın üzerine not tutmak. İkinci de yanınıza alacağınız bir defter veya a4 kağıdına not tutmak. Bununla beraber not tutulan kağıda konu anlatımı kitabında önemli görülen yerler de pek tabi eklenebilir.
·        Kanalda ders anlatan öğretmenin sorularını yanıtlamak. Böylece anlatılan konuyu video izlerken de pekiştirmiş olacaksınız. Aynı zamanda sorulara cevap vermek için dikkatiniz de videoda kalmış olacak.
·        Videolar çok uzunsa (örneğin 1 saatten fazla) bu gibi durumlarda da etüt şeklinde izlemek. Belirlediğiniz bir dakikayı (30-45 dk olabilir) bölerek izlemek odak sürenizi sağlıklı bir seviyede tutmanıza yardımcı olabilir.
Aktif dinleyip konudan verim aldıktan sonra da konuyu pekiştirmek için soru çözüm videoları izlemek bizim öğrendiğimiz konu hakkındaki sorulara nasıl yaklaşacağımızı öğretir. Evet konuyu öğrendik, soru çözmeyi de öğrenmeyelim mi? Örnek soru görmek kendi soru kitaplarımıza döndüğümüzde bize kolaylık sağlayacaktır. İzlenilen her konunun ardından o konu ile alakalı test çözmek, soru görmek de olmazsa olmaz. Bu öğrendiğimizi kalıcı hale getirmek demek.

Aynı zamanda youtube deneme videoları da içeriyor. Bunu da şöyle kullanacağız: Fizik branş denemesi videosu izledik örneğin. Ve izlerken de çözdük. Tıpkı normal denemelerde olduğu gibi aslında hep eksik konumuzu gördük hem de bu deneme videosuyla soru tarzının nasıl çözülmesi gerektiğini görmüş olduk.

YouTube'ta Tekrar Yapmak
Verimi arttırdık peki nasıl koruyabiliriz? Doğru tekrar hayat kurtarır. Bu sayede konuları unutmak, unutulan konuların eksiklik yaratmasına da engel olmuş oluruz. Tekrar videoları, check-up videoları ve karma soru çözüm videolarını her branşta konu bitince izlemek, aylık veya birkaç aylık tekrarlarda da oldukça verimli olacaktır. Tekrarları kendi kitaplarımızdan sürekli soru çözerek pekiştirmek konunun kalıcılığını ve düzeyimizi de arttıracaktır.

Sözün Özü

Doğru planlama, özdisiplin ve sürekliliği koruyup YouTube'tan doğru yararlanmak dereceye götürür. Önemli olan burada motivasyonu kaybetmemek ve derya deniz dediğimiz bu mecrada doğru kanallarda yüzebilmek. İyi bir araştırma ve istikrarla siz de YouTube'la derece yapanlar arasına girebilirsiniz. İyi çalışmalar dilerim <3
#9
Genel Tartışma / Doğru Ders Çalışmak İçin Takti...
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 09:00 ÖS

Doğru Ders Çalışmak İçin Taktikler
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

Doğru ders çalışma taktikleri, öğrenme verimliliğinizi artırmak ve parçaları daha iyi anlayarak hatırlamanız için sizlere yardımcı olabilir. Doğru ders çalışma taktikleri ile öğrenme sürecinizi daha etkili hale getirebilirsiniz.

İşte ders çalışırken sizlere yardımcı olabilecek bazı önemli taktikler:

Hedef Belirleyin: Yol haritamızı doğru belirleyebilmek için önce hedefimizi ve amacımızı bilmeliyiz. Ne için çalışıp, ne için fedakarlıkta bulunacağız? Hedefinizi netleştirin. (Sıralama, bölüm veya üniversite olarak)

Plan Yapın: Öncelikle neyi öğrenmeniz gerektiğini ve ne kadar süre ayırmanız gerektiğini belirleyin. Buna yönelik bir çalışma programınızın olması programa da sadık kalmanızı sağlar.

İstikrarlı Çalışın: Düzenli çalışma: Her gün düzenli bir şekilde öğrenme sürecinizi sürekli hale getirin.

Dönüt: Öğretmeninizden veya danışmanınızdan geri bildirimler alarak zayıf noktalarınızı dikkat etmeniz gerekenleri not alın.

Dikkatinizi Toplayın : Ders çalışırken odaklanmanız çok önemlidir. Telefon , tablet veya diğer dikkat dağıtıcılarını kapatın veya olduğunuz mekandan uzaklaştırın. Denediğiniz birçok şeye rağmen dikkat dağınıklığı yaşıyorsanız bir uzmanla görüşmenizi tavsiye ederim.

Not Alın: Anahtar noktaları ve önemli bilgileri not alarak konuyu daha kolay hatırlayabilirsiniz. (Kavram haritalarından, cornell methodu ndan vb. yararlanabilirsiniz.): Notlarınızı düzenli ve anlaması kolay bir şekilde tutun.

Öğrenme Stillerinizi Keşfedin : Herkesin öğrenme tarzı farklıdır. Bazıları görsel olarak öğrenmeyi tercih ederken, diğerleri işitsel veya dokunsal öğrenmeyi tercih edebilir. Kendi öğrenme tarzınıza uygun çalışma yöntemlerini kullanın.

Aktif Katılım : Derslerinizi pasif bir şekilde dinlemek yerine, derslerinize aktif bir şekilde katılın. Sorular sorun, öğretmene cevaplar verin ve konuları tartışın.

Kısa Molalar Verin : Uzun süre boyunca sürekli çalışmak yerine, düzenli aralıklarla çalışmak öğrenme verimliliğinizi artırır. Örneğin; 40 dakika çalışıp 10  dakika mola verebileceğiniz etütler oluşturabilirsiniz.

Çalışma Ortamı : Çalışabileceğiniz rahat bir ortamı oluşturun. Sessiz, düzenli ve konforlu bir yerde çalışmak, dikkat sürenizi de artırır.

Tekrar Yapın : Öğrenmeye yönelik tekrarlar, bilgilerinizi pekiştirmenize yardımcı olur. Daha önce öğrendiğiniz konuları zaman zaman tekrar edin.Günlük ve haftalık tekrarlar yapmak çalıştığınız konuları daha iyi anlayarak hatırlamanıza yardımcı olur.

Farklı Kaynaklar Kullanın : Ders kitaplarına ek olarak farklı kaynakları kullanarak konuları daha iyi anlayabilirsiniz. Video dersleri, çevrimiçi kaynaklar ve öğretmeninizin önerilerini dikkate alabilirsiniz.

Sorular Sorun : Öğrenmekte zorlandığınız veya anlamadığınız bir konu varsa, çekinmeden öğretmeninize veya arkadaşlarınıza sorun.

Test Çözün, Düzenli Analizlerinizi Yapın : Konuları öğrendikten sonra test çözmek, bilgilerinizi kontrol etmek için faydalıdır. Soru bankalarının veya öğretmenlerinizin sunduğu testleri çözebilirsiniz. Çözümünü öğrenmediğimiz sorunun kalmaması önemli. Yapabildiğiniz sorular sınavda karşınıza geldiğinde yine yapabileceksiniz. Önemli olan yapamadığınız, boş veya çözerken sonunu getiremediğiniz soruların mantığını öğrenmek. Bizi gelişterecek, netlerimizi artıracak sorular bu sorular olacak.

Sağlığınıza Dikkat Edin : Yeterli uyku uyuyun, düzenli beslenin ve düzenli olarak egzersiz yapın. Sağlığınız zihinsel gelişiminizi, öğrenme performansınızı etkiler.

Motivasyonunuzu Yüksek Tutun : Hedeflerinizi hatırlayın ve motivasyonunuzu canlı tutun. Süreçteki küçük büyük başarılarınıza odaklanın. Bu, iki net artırdığınız denemenizde olabilir, girdiğiniz denemede yaptığınız sıralama veya artan çalışma saatiniz de olabilir.

Belirlediğiniz hedeflere ulaştığınızda, küçük ödüllerle kendi başarınızı kutlayın. Dinlemek istediğiniz bir şarkı, bir çikolata ile kendinizi ödülendirin.

Uzun vadeli hedefleri gerçekleştirmenin yolu küçük vadeli hedeflerden geçer. Ders çalışmanızın uzun vadedeki hedefinize sizi yakınlaştırdığını göz önünde bulundurarak motivasyonunuzu artırın.

Zamanınızı Planlayın: Zamanınızı verimli bir şekilde kullanmak için zaman yönetiminizi geliştirin. Günlük, haftalık planlar yapın.

Tutum: Olumlu bir tutum öğrenme sürecinizi de olumlu etkiler. Başarılı olabileceğinize inanmak motivasyonunuzu besler, sınav sürecini daha hevesle çalışarak geçirmenizi sağlar.

Sorunları Çözme Yeteneği: Soruna odaklanmak yerine sorunu ortadan kaldırmak üzere adımlar atmanın, çözümü çok daha hızlı ve efektif şekilde yakalamamızı sağlar. Karşılaştığınız sorunu kabul edin ve çözüm yolları arayın. Öğrenme sürecinizdeki hatalardan ders çıkarın. Önemli olan mükemmel ve kusursuz olmak değil, aldığımız derslerle kendimizi geliştirip bir adım ileriye götürmek.

Unutmayın, herkesin öğrenme tarzı farklıdır, bu nedenle en iyi çalışma taktikleri sizin için en uygun olanıdır. Denemeler yaparak ve kendinizi tanıyarak kişisel ihtiyaçlarınıza yönelik en iyi ders çalışma stratejilerini bulabilirsiniz.
#10
Genel Tartışma / Kontrolsüz İnternet Kullanımı
Son İleti Gönderen ATA0825 - Eyl 10, 2025, 08:41 ÖS

Kontrolsüz İnternet Kullanımı
Yazar: AHMET TARIK ALKAN

Kontrolsüz ya da problemli internet kullandığımızı nasıl anlayabiliriz?

Bunun için birkaç belirtiyi gözlemleyebiliriz. Literatürde problemli internet kullanımı bireyin internetile ilgili takıntılı düşüncelere sahip olması, yaşadığı olay ve durumlara karşı hoşgörüsünün azalması, internet kullanımını sınırlandırmakta zorlanması; buna bağlı olarak bilişsel ve psikolojik sorunlara yaşaması olarak tanımlanır. Yani internet kullanımızın İnternetin kontrolsüz kullanılması özellikle gençlerde sosyal ve akademik hayatta başarıyı ve en önemlisi de uzun vadede ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir.

Peki bu problemle nasıl baş edebiliriz?

1-ÖZDENETİM

Başlangıç için yapılabilecek en güzel şey sınırlara kendiniz karar vermeniz. Kendinizi gözlemleyin, öncelikle ne kadar ve ne için internet kullanıyorsunuz? Bu kullanım süresi sizin için rahatsız edici mi? Ne kadar azaltmak sizin için işlevsel olur?

*Kendinize bir günlük kota koyun. Bu kotayı aşmadığınız her gün için kendinizi ödüllendirin.

*Özellikle ders çalışırken telefonunuzu ulaşamayacağınız bir yerde tutun. Kendi kendini denetleme ve sınırlandırma, biraz zorlayıcı olsa da en etkili yöntem.

2-DESTEK ALIN

Yaşadığınız sorunlarla her zaman tek başınıza baş etmek zorunda değilsiniz. Yakın bir arkadaşınızdan ya da ailenizden bu konuda destek isteyebilirsiniz.

*Ortak hedefler belirleyin. Örneğin aile üyelerinizle ya da arkadaşlarınızla hep birlikte ekran sürenizi düşürme yarışına girebilirsiniz. :)

*İnternet kullanımınızı sınırlandırmak istediğiniz herhangi başka bir zamanda çevrenizdeki kişilerle ortak bir aktivite yapmak işleri kolaylaştıracaktır.

3-HOBİ EDİNİN

Yapılan araştırmalar, bir hobi sahibi olmanın psikolojik sağlık ve sosyal beceriler üzerinde olumlu etkisini kanıtlamıştır. Sınav senesinde ders çalışmak dışında hiçbir şeye zaman ayırmamak gerektiği bir şehir efsanesidir. Haftada 1-2 gün birkaç saat yapmaktan keyif aldığınız, sizin için rahatlatıcı ve geliştirici olan bir aktiviteye zaman ayırmak ders çalışma performansınızı olumlu etkileyecektir.